Gül suyu, buhar ile damıtılmış gül yaprakları tarafından oluşturulur. Çok hoş bir kokusu vardır ve bazen kimyasalla doldurulmuş parfümlere alternatif olarak hafif bir doğal parfüm olarak kullanılır.

Gül suyu, Ortaçağ da dâhil olmak üzere binlerce yıldır kullanılmıştır ve hâlâ da birçok alanda kullanılmaya devam etmektedir. Gül suyunun İran’da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Gül suyu, genel olarak hem güzellik ürünlerinde hem de gıda ve içecek ürünlerinde kullanılmaktadır. Ayrıca, insan sağlığına faydalı birçok yararı bulunmaktadır.

Hindistan’daki hemen hemen her evde gül suyu bulunur ve sebebi de çok basittir çünkü gül suyu çok yönlü bir güzellik iksiri olarak görülür. Kuru, karma ya da yağlı cilde sahip olsanız da, güzellik rutininize gül suyu eklemenin cildinize olan inanılmaz faydalarını göreceksiniz. Onu yalnızca Hindistan’daki değil, dünyadaki tüm kadınların bir sırrı veya daha doğrusu gizli bir silahı haline getiren şey de budur. Gül suyu satın alırken, yalnızca %100 saf gül suyu almaya çalışın ve almadan önce ürünü iyice inceleyin. Yapay ya da kimyasal maddelerle desteklenmiş ürünler almamaya özen gösterin.

Gül suyunun güçlü anti-inflamatuar özellikleri sayesinde egzama veya rosacea tahrişini (gül hastalığı) hafifletmeye yardımcı olabileceği belirtilmiştir. Antibakteriyel özellikleri sayesinde sivilcelerin azalmasında yardımcı olduğu, cilt kızarıklıklarını ve şişkinliklerini azalttığı görülmüştür.

Doktorlar sıklıkla boğaz ağrısı için antibiyotik reçete yazarlar, ancak gül suyunu da denemek isteyebilirsiniz. Gül suyu birçok insan tarafından boğaz ağrısını yatıştırmak için de kullanılmıştır çünkü gül suyunun içeriğinde enfeksiyonları önleyebilen ve tedavi edebilen güçlü antiseptik özellikler vardır. Bu nedenle, gül suyu çeşitli doğal ve tıbbi tedavilerde kullanılır. Bir çalışma, gül suyunun konjunktivit olgularının, tedavi etmek için göz damlalarında kullanıldığını da belirtmiştir.

Gül yaprakları ve gül yağı, hücreleri hasardan korumaya yardımcı olabilecek bir takım güçlü antioksidanları içerir. Yapılan bir araştırma sonucu, gül suyunun, bu antioksidanlar sayesinde potansiyel lipid peroksidasyon (yağların bozulma biçimi) önleyici etkileri olduğu bulunmuştur.

Gül suyunun, yaraların daha iyi iyileşmesini sağlayan antiseptik ve antibakteriyel özellikleri sayesinde, kesik ve yanık enfeksiyonlarına karşı koyulmasına da yardımcı olur.

Gül suyunda güçlü antidepresan ve anti-anksiyete özelliklere sahip maddeler vardır. Gül suyu ve gül özü yağı, aromaterapide baş ağrısının hafifletilmesine yardımcı olmak için yaygın olarak kullanılır. Bunun üzerine yapılan bir araştırma sonucu, gül suyu buharının baş ağrılarını yatıştırdığı gözlemlenmiştir. Gül suyu kırışıklıkları azaltmayı amaçlayan güzellik ürünlerinde bol miktarda bulunur. Bunun nedeni, yaşlanma karşıtı etkilere sahip olmasıdır. Son olarak, 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre, gül suyunun sindirimi olumlu etkileyebileceğine ve sindirim rahatsızlıklarını hafifletilebileceğine dair bazı kanıtlar bulunmuştur. Aynı zamanda safra salgısını artırıp, sindirime daha fazla yardımcı olabileceğine de.

Toz şekeri 1 su bardağı suyla birlikte bir tencerede kaynatın. Toz şeker kaynar suyun içinde eridiğinde ocağı kapatın ve şekerli su karışımını soğumaya bırakın. Soğuyan şeker-su karışımının üzerine süzgeçten geçirdiğiniz taze sıkılmış limon suyu, su ve doğal gül suyunu ekledikten sonra karıştırın. Tek tek ayıkladığınız taze nane yaprakları ve içme suyundan hazırladığınız buz küpleriyle servis edin.

Servis önerisi: Reçellik gül bulabiliyorsanız, limonatayı gül yaprakları ekleyerek servis edebilirsiniz. Afiyet olsun!